Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | geçimini sağlamak | provide for f. | ||
They provide for workers when they retire. Emekli olduklarında işçilerin geçimini sağlıyorlar. More Sentences |
||||
Genel | geçimini sağlamak | maintain f. | ||
An income of $6000 a month is enough to maintain a middle-class family in the USA. ABD'de orta sınıf bir ailenin geçimini sağlaması için aylık 6000 dolarlık bir gelir yeterlidir. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | geçimini sağlamak | make ends meet f. | ||
Michael had a hard time making ends meet. Michael, geçimini sağlamakta zorlandı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | geçimini sağlamak | earn one's keep f. | ||
Genel | geçimini sağlamak | live off f. | ||
Genel | geçimini sağlamak | earn a livelihood f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | geçimini sağlamak | put bread on the table f. | ||
Deyim | geçimini sağlamak | put food on the table f. |